1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü. Dünyanın dört bir yanında işçiler ve tüm ezilenler yaşadıkları sorunları dile getirmek, taleplerini yükseltmek için meydanlarda buluşuyorlar. İşçileri ve onların taleplerini duymazdan gelmek ve bu talepleri toplumla buluşturmayı engellemek için yıllardır İstanbul'da yalıtılmış meydanlarda 1 Mayıs'ın kutlanmasını bize dayatıyorlar.
Türkiye kritik bir dönemden geçiyor; emekçi kesimlerin kazanılmış haklarını elinden almak için fırsat kollayan siyasal iktidar, uygulanan sermaye yanlısı ekonomik politikaların faturasını halka çıkartmaya çalışıyor. Hayat pahalılığının, artan vergilerin altında inim inim inleyen işçilerin, emekçilerin, emeklinin seslerine kulaklar sağır. Sendikal hakları gasbedilen, her geçen gün artan sömürü koşullarında, iş cinayetlerinde canlarını yitiren geniş emekçi kesimlerin demokrasi özlemine kulaklar sağır. MESEM kapsamında sömürülen çocuklarımızın acılarına duyarsızlar.
Bu koşullar altında Türkiye'nin en önemli meydanını Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen emekçilere kapatmayı bir maharet sanan antidemokratik zihniyetle karşı karşıyayız.
Her şeyden önce 1 Mayıs meydanı tek adamın mülkü değildir. İşçilerin, emekçilerin ezilenlerin seslerini nerede, nasıl ve hangi koşullarda duyuracaklarına karar verecek olan merci tek adam değildir.
İşçi sınıfı açısından son derece tarihi bir öneme sahip olan Taksim Meydanı, hem 1 Mayıs 1977 yılında kaybettiklerimizin anısının hem de mücadeleyle kazandığımız bir tarihi sürecin simgesidir.
Bu kapsamda sendikamız, konfederasyonumuz DİSK’in çağrısıyla Taksim'e yürümek için Saraçhane Meydanı'nda toplanmıştır. Örgütlü olduğumuz fabrikalardan işçi sınıfının taleplerini dile getirmek için gelen üyelerimizin anayasal hakkı keyfi bir şekilde gasbedilmiştir. Bu durumu kabul etmiyoruz.
Bugün meydanları kendi tercihleri doğrultusunda istedikleri şekilde emekçilere açıp kapama hakkını kendinde görenler, tarihe antidemokratik tutumlarıyla geçeceklerdir. Anayasa Mahkemesi'nin kararını ve işçilerin, emekçilerin mücadeleleri ile kazandıkları evrensel haklarını tanımayanlar, elbette yenileceklerdir.
İşçi sınıfının iradesinin yok sayılmasının elbette ki egemenler açısından bir nedeni vardır. Kıdem tazminatı hakkımızı, emeklilik hakkımızı, sendikal özgürlüklerimizi, insanca bir yaşam talebimizi gasbetmek için tek araçları baskıcı bir rejimdir. Biz 1 Mayıs meydanında ekmeğimiz ve özgürlüğümüz için daha güzel bir dünya umudunu; emeğin, barışın ve demokrasinin sesini ve taleplerimizi yeniden Taksim Meydanı'nda haykıracağımız günlerin özlemini, toplumun büyük bir kesiminin desteğini kaybetmiş olan siyasal iktidarın yenilgisi ile birlikte bir demokrasi şöleni ile buluşturacağız.
Taksim özlemimiz, gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan ekmek, gül ve hürriyet günlerine olan özlemimizin bir parçasıdır. Yarından itibaren daha güçlü bir iradeyle fabrikalardan, işyerlerinden başlayarak taleplerimizi yükselteceğiz. Haklı taleplerimizi Taksim başta olmak üzere tüm meydanlara taşıyacağız.
28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla 26 Nisan Cuma günü, sendikamızın genel merkezinde düzenleyeceğimiz 'Metal İşkolunda İşçi Sağlığı Sempozyumu'nun programı
Sendikamız Birleşik Metal-İş; mesleki eğitim adı altında çocuk emeği sömürüsünü meşrulaştıran MESEM projesi, Türkiye’de giderek artan çocuk işçiliği ve çocuk işçi cinayetleriyle ilgili istişarede bulunmak amacıyla bugün Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Ankara Ofisi’ni ziyaret etti.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama 2.341 TL’dir. Bu harcama sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır.
2003 yılının mart ayında 4 kişilik bir aile, günlük minimum 15.3 TL’ye sağlıklı beslenebilirken, bugün ancak 78.04 TL’ye sağlıklı beslenebilmektedir.
Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Mart 2020 dönemi için açlık ve yoksulluk sınırı verilerini hesapladı. Hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için, günlük en az 78.04 TL, aylık 2.341 TL’lik harcama yapması gerekiyor. Buna göre yetişkin bir kadının sağlıklı beslenmesi için yapması gereken günlük harcama tutarı 20.21, yetişkin bir erkeğin 20.86, 15-18 yaş arası bir çocuğun 22.22, 4-6 yaş arası bir çocuğun ise 14.74 TL. Bu verilere göre yoksulluk sınırı da 8 bin 98 TL oldu.
Tablo 1- Sağlıklı beslenmek için yapılması gereken asgari zorunlu gıda harcamaları
Not: Yuvarlamalardan kaynaklı toplamda farklılıklar olabilmektedir.
Dört kişilik bir ailede her ferdin sağlıklı beslenmesi için alması gereken gıdaların minimum maliyeti yaşa ve ürün grubuna göre farklılık gösteriyor. Günlük harcamalarda Mart 2020’de en yüksek maliyet grubunu peynir/çökelek grubu 18.97 TL’lik harcama gereksinimi ile oluşturdu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 15.19 TL oldu. Süt ve yoğurt için yapılması gereken harcama tutarı 9.33, sebze ve meyve için yapılması gereken harcama miktarı 13.21 TL, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 4.88 TL’dir. Katı yağ 3.99 TL’lik, sıvı yağ ise 1.36 TL’lik masraf yapılması gereken ürün gruplarıdır. Yumurta için 0.88, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 3.57 TL harcama yapılması gerekmektedir.
Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 36.3 ile en yüksek paya sahiptir. Sebze ve meyvenin harcamalar içindeki payı yüzde 16.9 olmuştur. Et, yumurta ve kurubaklagil grubunun payı yüzde 26.5 ile ikinci sıradadır.
Açlık sınırı 2003 yılı Mart ayında 459 TL idi. Buna göre 17 yılda açlık sınırındaki artış yaklaşık 5.1 kat oldu. Aynı dönemde resmi enflasyondaki artış ise 4.6 kat olarak gerçekleşti.
Araştırma kapsamında üç büyük ile ait Mart 2020 dönem açlık ve yoksulluk sınırları rakamları da hesaplanmıştır. Buna göre İzmir'de açlık sınırı 2 bin 554 TL olarak belirlenmiştir. İzmir, İstanbul açlık sınırı 2 bin 512 TL'lik açlık sınırı ile takip etmektedir. Ankara'da ise açlık sınırı 2 bin 292 TL olarak tespit edilmiştir.
Araştırma kapsamında önemli sanayi merkezlerindeki açlık sınırları da belirlenmiştir. Buna göre Bursa, Eskişehir ve Bilecik bölgesinde açlık sınırı 2 bin 376 TL, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova bölgesinde açlık sınırı 2 bin 413 TL, Zonguldak, Bartın ve Karabük bölgesinde açlık sınırı 2 bin 361 TL, Adana ve Mersin bölgesinde açlık sınırı 2 bin 211 TL olarak belirlenmiştir.