YanMenu

16
Eki

Basın açıklaması

Dilovası’nda kurulu Systemair HSK işyerinde çalışan işçilerin sendikamıza üye olmasının ardından şirket yönetiminin üyelerimize yönelik uyguladığı işten çıkarma, ücretsiz izin ve fiziki-psikolojik baskı kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Sendikamız ilk günden itibaren ulusal ve uluslararası kamuoyunu objektif ve düzenli olarak bilgilendirmiştir. Öte yandan şirket yönetiminin sendikalaşmaya yönelik tahammülsüz tutumundan vazgeçerek, işyerinde çalışan işçileri temsil eden sendikamızla görüşmelere başlaması için girişimlerimiz de kesintisiz olarak sürdürülmüştür.


Ancak Systemair HSK yönetiminin çalışma barışı için çözüm yolları aramak yerine hukuksuzlukta ısrarı sürüyor. Dün kamuoyuna yapılan ve baştan sona bugüne kadar şirket yönetiminin sergilediği hak ve hukuk tanımayan tutuma dayanak oluşturma niyeti taşıdığı anlaşılan açıklama da bu yöndedir.

Şirket yönetimi yaptığı açıklamada sendikamızın üye sayısı olarak işyerinde yeterli çoğunluğu sağlamadığını, Bakanlığa kendilerine sadece sendikamızın işyerinde yetki tespiti isteminde bulunduğunu bildirdiğini ifade etmektedir. Oysa sendikamız işyerinde 6356 sayılı yasanın aradığı yeterli üye çoğunluğunu sağlamış, Çalışma, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bu çoğunluğu kayıtlardan tespit etmesi için 9.10.2020 tarihinde başvuruda bulunmuş, Bakanlık incelemesini tamamlayarak işyerinde sendikamızın işçileri temsil etmek için yasanın aradığı üye çoğunluğuna sahip olduğuna dair “çoğunluk tespit belgesini” 15.10.2020 tarihinde tarafımıza iletmiştir.

Bu belge aynı zamanda işyerine de ulaşmıştır. Şirket yönetiminin açıklamasında yer alan “işyerinde sendikanın yetki alabilmesi için gerekli çoğunluk şirketimizde sağlanmamıştır” ifadesi doğru değildir. Belgesi bu açıklamamızın ekinde yer almaktadır.

Açıklamada sendikamızdan “yetkilendirilmemiş sendika” diye söz edilmektedir. Aynı açıklamada “en önemli değerimiz çalışanlarımızdır” da denmektedir. Hatırlatmak isteriz. Sendika, yetkisini en başta işyerindeki çalışanlardan alır. Şirket ise en önemli değerim dediği çalışanlarını, sendikalı oldukları için cezalandırmayı seçmiştir.

Şirketin yaptığı açıklamada ücretsiz izinlerin “sendikanın faaliyetlerinin pandemi dönemiyle birlikte arttırdığımız önlemleri sekteye uğratması sonucu, çalışanlarımızın kendi sağlıklarına yönelik endişe duymaya başlaması” nedeniyle uygulandığı ileri sürülmektedir. Sendikalaşma nedeniyle işçileri işyerinden uzaklaştırarak cezalandırmaya bulunan bu kılıf oldukça yaratıcı olmuştur. Hatırlatmak isteriz ki sendikamız işyerinde çoğunluk tespitini henüz almıştır. Bu süre zarfında ne şirket içinde, ne şirketin eklentilerinde herhangi bir sendikal faaliyette bulunmamıştır. Ayrıca işyerinde sendikal faaliyet işçilerin sağlık ve güvenlik koşullarını bozmaz, aksine iyileştirir. İşçilerin sağlık ve güvenlik koşullarını bozan işyerinde uygulanan baskı, ücretsiz izin uygulaması ve işten çıkarmalardır. Bunu anlayabilmek için uğradığı baskı nedeniyle fabrikanın nizamiyesinde rahatsızlanan üyemizin kamuoyuna yansıyan görüntülerini izlemek yeterlidir.

Özetle, şirket yönetiminin yaptığı açıklama, bugüne kadar uygulanan hukuksuzluklara dayanak oluşturmaktan uzaktır.

Oysa olanlar tüm açıklığıyla göz önündedir. Systemair HSK’da ulusal ve uluslararası normlarla güvence altına alınan temel işçi haklarını tümüyle çiğnenmiştir. Tek tek sıralamak gerekirse;

- Systemair HSK’da işçilerin Anayasal hakkı olan sendikalaşma özgürlüğü engellenmekte,

- Sendika üyesi olan işçilere ayrım yapılmakta,

- Sendika üyesi olan işçilerin sendika üyeliğinden istifa etmeleri için baskı yapılmakta,

- Sendika üyesi olan işçiler tek taraflı ücretsiz izini çıkarılmakta ve bu şekilde fabrikadan uzaklaştırılarak cezalandırılmakta,

- Sendika üyesi olan işçiler (dışarıda bekleyen arkadaşlarına selam verdikleri için) tazminatsız işten çıkarılmakta,

- Fabrika içindeki üretim olağan olmayan bir planlamayla bir başka tedarikçi şirkete kaydırılmakta,

- İşçilerin sendikal temsiliyeti tanınmamaktadır.

Sorunun hala çözümü olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Şirket yönetiminin yapması gereken, tek bir dakika kaybetmeksizin işçilerin sendikal temsiliyetini tanımaktır. Ücretsiz izin uygulaması ayrımsız sona ermeli, atılan işçiler geri alınmalı, sendika ile görüşmeler biran önce başlamalıdır. Systemair HSK’da iş barışını sağlamanın tek yolu budur.

 

BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu

Kıdem tazminatlarımıza yönelik tehdit yakınlaştı.

TBMM yaz tatiline girerken aceleyle çıkartılan 11. Kalkınma Planı içinde kıdem tazminatlarımızın fona devredilmesi ifadesi de yer aldı.


Kıdem tazminatlarımıza yönelik tehdit yakınlaştı.

TBMM yaz tatiline girerken aceleyle çıkartılan 11. Kalkınma Planı içinde kıdem tazminatlarımızın fona devredilmesi ifadesi de yer aldı. Kabul edilen 11. Kalkınma Planında yeralan ifade aşağıdaki gibidir; "Bireysel emeklilikteki otomatik katılım sistemi sistemde kalış süresi ve fon tutarını artıracak şekilde yeniden düzenlenecek ve bireysel hesaplara dayalı kurulacak kıdem tazminatı fonu ile entegre edilecektir"

Bunun açık ifadesi kıdem tazminatlarımız, Bireysel Emeklilikle birleştirilmek adı altında iç edilecek demektir. Muhalefet tarafından metinden bu cümlenin çıkarılması için yapılan öneri ne yazık ki AKP ve MHP milletvekilleri tarafından reddedilmiştir.

Bu gelişme kırmızı alarm demektir ve tehlikenin iyice yaklaştığını göstermektedir. Sendikamız için “kırmızı gömleklerimizi” giymenin zamanı gelmiştir.

Çünkü neredeyse yüzyıla yakın zamandan beri elimizde olan bir hakkımıza el konulmak istenmektedir. Oysa bu hak bizden önceki kuşakların büyük mücadelelerle adeta söke söke elde ettiği, geliştirdiği ve elimizde kalan son kalemizdir.

  • Kıdem tazminatlarımız bizler için birikmiş emeğimizin kısmen karşılığıdır.
  • İşverenlerin keyfi işten çıkarmalarına karşı caydırıcı bir etkendir.
  • İşçilerin yıpranmışlığının bedeli ve liyakatının karşılığıdır.
  • İşsiz kalan işçinin bu zor döneminde geçimini teminetmesi için bir dayanaktır.
  • İşçinin emekliliğinde aldığı bir ikramiye gibidir.
  • Ücretlerin son derece düşük olduğu ülkemizde ücretin ödenmeyen kısmıdır.

Şimdi bizden bütün bu kazanımlarımızdan vazgeçmemizi ve tazminatlarımızın fona devredilerek hiç edilmesini onaylamamızı bekleyenlere gereken en sert cevabı vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.

İşvereni kıdem tazminatı vermekten kurtaran, işçinin işten çıkartıldığında kıdem tazminatı almasını engelleyen, üstelik en az 15 yıl bu tazminatı almaktan alıkoyan veya ancak emekli olduğunda yararlanabileceği ve bunu da miktar olarak şimdiki miktarın üçte biri oranında elde edebileceği bir sadakaya dönüştüren bu tasarıyı şiddetle reddediyoruz.

Amaçları bellidir; İşverenleri yük olarak gördükleri kıdem tazminatından kurtarmak ve işçilerin bu hakkını da gasp ederek tamtakır ettikleri kasalarına yeni kaynak yaratmak.

Buna müsaade etmeyeceğiz. DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası olarak kıdem tazminatlarımızın yok edilmesi anlamına gelecek bu fon hazırlığı karşısındaki tavrımız çok nettir ve bu kararlılığımızı tüm kamuoyu nezdinde hatırlatmayı bir görev addediyoruz.

 

BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu


 

DÖRT KİŞİLİK BİR AİLE İÇİN AÇLIK SINIRI 20 BİN LİRAYI,
YOKSULLUK SINIRI 70 BİN LİRAYI GEÇTİ!
ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRI KARŞISINDA ERİMEYE DEVAM EDİYOR!

 


 

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklıve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Eylül 2024 için 20 bin 478 liradır. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutardır. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 70 bin 835 lira olarak gerçekleşmiştir.

 

Sağlıklı ve dengeli beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 5.718 liradır. Bu değer yetişkin bir kadın için 5.445, 15-18 yaş bir genç için 5.716, 4-6 yaş arası bir çocuk için 3.609 liradır. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 20 bin 478 lira olarak tespit edilmiştir. Bu tutar söz konusu ailenin sadece gıda için yapması gereken zorunlu harcama tutardır. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 70 bin 835 liraya ulaşmaktadır.

Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 32.933 lira olmalıdır. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 32.933 lira olarak tespit edilmiştir.

 

Günlük harcamalarda Eylül 2024’de en yüksek maliyet grubunu 197.05 liralık harcama gereksinimi ile meyve sebze grubu oluşturmaktadır. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 185.5 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri olmuştur. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 132.56 liradır. Ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 57.11 liradır. Katı yağ ve sıvı yağ ise 33.95 lira masraf yapılması gereken ürün grubudur. Yumurta için 12.08, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 15.74 lira harcama yapılması gerekmektedir.

MEYVE VE SEBZENİN SEPETTE ÖNEMİ ARTIYOR

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda meyve ve sebze %28.9 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubunun payı %27.2'dir. Et, yumurta ve kurubaklagiller grubunun payı ise % 26.1 oldu. Ekmek, makarna vb. için pay yüzde 10.6, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.3 oldu.

 

AİLE BİREYİNE GÖRE HARCAMA GEREKSİNİMİ

Her bir aile ferdinin sağlıklı beslenmesi için gereksinim duyduğu gıda grubu ve alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Örneğin tüketilmesi gereken ekmek miktarı kadın ve erkek açısından anlamlı düzeyde farklıdır. Süt ve süt ürünleri tüketiminde 10-18 yaş arasındaki bir gencin harcama gereksinimi, yetişkin erkek ve kadından fazlayken, yumurta 4-6 yaş grubu için daha önemlidir.

 

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ

Açlık ve yoksulluk sınırı BİSAM tarafından her ayın 15'inde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Araştırmada, BİSAM tarafından Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyabetik bölümünün hazırladığı Türkiye’ye Özgü Beslenme Kalıbı’nın, farklı kaynaklardan elde edilen verilerle değerlendirilerek yenilenmesi sonucunda elde edilen BİSAM beslenme kalıbı ile TÜİK harcama gruplarına göre endeks rakamları, TÜİK 2003 yıllı madde fiyatları dikkate alınmıştır. Ancak ekmek fiyatlarında referans değer İstanbul Halk Ekmek, sebze ve meyvede zincir market internet fiyatlarıdır. Meyve-Sebze fiyatı cari aya aittir.

Ağustos 2019 dönemi öncesinde madde grup ağırlıkları basit ortalama üzerinden hesaplanırken, bu dönem ile birlikte her madde grubu kendi içinde ağırlıklandırılmış ve dikkate alınan madde sayısı artırılmıştır (Rev 1). Mayıs 2020 döneminde ise, sebze ve meyvelerin mevsimsel olarak değişmesi ve bu durumun sonuçlarda fazla oynaklığa neden olması sebebi ile, meyve için ağırlıklandırma kaldırılmış, basit ortalama alınmaya başlanmıştır. Sebzelerde ise mevsimsel nedenlerle fiyatı yer almayan ürünler için sebzelerin ortalama fiyatı konulmuştur (Rev 2). Ağustos 2020'de hesaplamada küçük bir düzenleme yapılması gerekmiştir. Bu tarihten 2022 yılı Nisan ayına kadar veriler hayat pahalılığının yüksek seyrettiği İstanbul merkezli açıklanmıştır (Rev 3). 2022 Mayıs dönemine kadar elde edilen beslenme kalıbı her ay açıklanan TÜİK madde fiyatları ile değerlendirilerek, kişinin ihtiyacına göre yapması gereken gıda harcamasının tutarı tespit edilmekteydi. Ancak TÜİK'in madde fiyatlarını açıklamaktan vazgeçmesi ile birlikte, yöntem değişikliğine gidilmek zorunda kalınmıştır.

Buna göre TÜİK 2022 Nisan ayı madde fiyatları listesindeki ürünler için 2003 yılı ortalaması 100 alındıktan sonra, TÜİK Harcama Gruplarına Göre Endeks Rakamları, ilgili ürünlere uygun bir biçimde yansıtılmış ve her bir ürün grubu için açıklama yapılan ayın maliyetleri hesaplanmıştır. Temmuz ayından itibaren ise TÜİK endeksi ile piyasa fiyatları arasında anlamlı farkın olduğu gözlemlenen sebze-meyve ve ekmek fiyatları farklı kaynaklara dayandırılmıştır. Bunun için ekmek fiyatlarında İstanbul Halk Ekmek fiyatları, sebze-meyve için zincir market internet fiyatları dikkate alınmıştır. Meyve fiyatında meyveler 5 grupta değerlendirilmiş, ortalaması alınmıştır. Yeni revizyonlara göre geçmişe göre dönük hesaplama yapılabilir. Ancak farklı revizyonlarla yapılan hesaplar karşılaştırılabilir değildir. TÜİK verileri dikkate alınarak yaptığımız hesaplamada esas alınan kalori miktarları şunlardır:

4-6 yaş çocuk için 1963 kalori

15-18 yaş çocuk için 3244 kalori

Yetişkin bir erkek için 2953 kalori

Yetişkin bir kadın için 2658 kalori

4 Kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması AÇLIK SINIRI olarak belirlenmektedir. Bu verinin Hanehalkı tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen veri ise bize YOKSULLUK SINIRINI vermektedir.

Yoksulluk sınırı hesaplanırken, TÜİK Hanehalkı Bütçe Anketi Tüketim Harcaması Araştırması 2016 yılı sonuçlarının, gelirden en düşük pay alan yüzde 20’lik kesiminin tüketim harcamaları dikkate alınmıştır. Tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı hesaplamasında ise TÜİK Hanehalkı Bütçe Anketi Tüketim Harcaması Araştırması 2016 yılı sonuçlarının tek kişilik hanehalkı tüketim harcamaları kalıbı dikkate alınmıştır. Hesaplamada erkek ve kadın açısından sağlıklı ve dengeli beslenmek için yapılması gereken günlük harcama tutarı ortalaması kullanılmıştır. Yetişkin erkek ve kadınlar için 18-50 yaş grubu, 10-18 yaş grubu için erkek çocuk dikkate alınmıştır.

Ankara Gar Katliamı'nda yaşamını yitiren yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Katliamın 9'uncu yılında ısrarla adalet talep etmeye devam ediyoruz...

 


10 Ekim 2015 günü Ankara Tren Garı kavşağında DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi”ne gidenlerin bulunduğu bölgede IŞİD’li teröristler tarafından düzenlenen bombalı saldırılarda, yüreği barış ve kardeşlik özlemiyle dolu 104 yurttaşımız hayatını kaybetti, 500’e yakın yurttaşımız da yaralandı.

Ülke tarihinin bu en kanlı katliamının 9’uncu yılında acımız ilk günkü kadar taze. Barış için, emeğin hakları için, demokrasi için o meydanda kaybettiğimiz canlarımızı unutmadık…

Her türlü istihbari bilgiye rağmen hiçbir önlem almayanları, patlamaların olduğu yerde yaralıları hastaneye yetiştirmek yerine alanı biber gazına boğanları, delilleri karartanları, adil bir yargılama süreci işletmeyip failleri koruyanları da unutmadık…

Aradan 9 yıl geçmesine rağmen maalesef adalet yerini bulmadı, katliamın asıl failleri, katliamda sorumluluğu ve ihmali bulunan kamu görevlileri, siyasiler yargılanmadı.

Yaşanan tarifsiz ve bitmeyen bu acının milyonların ruhunda ve kamu vicdanında açtığı yaraların kapanması için katliamın 9’uncu yılında ısrarla ADALET talep etmeye devam ediyoruz.

104 canımızın uğruna hayatlarını verdiği değerler için; bu ülkeyi eşitliğin, özgürlüğün, barışın, adaletin ve demokrasinin egemen olduğu bir ülke haline getirmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.