130 bin metal işçisini kapsayan, Türkiye’nin en önemli işkolundaki grup sözleşmesinde sendikalar arasında ortak mücadelenin geliştirilip güçlendirilmesi için IndustriAll öncülüğünde bir basın toplantısı düzenlendi.
7 Ocak'ta İstanbul'da yapılan basın toplantısında 3 sendikanın genel başkanları ve IndustriALL Genel Sekreteri katıldı.
Genel Başkanımızın konuşma metni:
IndustriALL Avrupa’nın sayın Genel Sekreteri,
Türk Metal Sendikası ve Özçelik-İş Sendikasının sayın genel başkanları,
Birleşik Metal, Türk Metal ve Özçelik-İş sendikalarımızın değerli yöneticileri, temsilcileri
Hepinizi Birleşik Metal-İş Sendikası adına saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada metal sendikaları olarak bir araya bulunmamız Türkiye Sendikal Hareketi için tarihsel önemde bir gelişmedir. Bu, hem sendikalar arasındaki ilişkinin yeni bir düzeye evrilmesi, hem de işverenlere karşı metal işçilerinin birlikteliğinin gösterilmesi bakımından tarihseldir.
Bu salondaki herkes bilir ki, şu anda üç sendikanın bir çok konuda aralarında çok ciddi farklılıkları vardır ama hepimiz için ortak olan da bir konu var, o da işveren sendikası MESS’in önerdiği ücret zammı ve yürürlük süresi başta olmak üzere diğer hak kayıpları içeren taleplerinin hepimizin üyeleri için sefalet ve yoksulluk demek olduğudur.
Biz bu nedenle, Türkiye’nin en önemli işkolunda ki grup sözleşmesinde sendikalar arasında ortak mücadelenin geliştirilip güçlendirilmesinin özellikle metal işçilerinin ve daha genelde Türkiye işçi sınıfının çıkarına olduğuna inanıyoruz.
Bu şekilde bir araya gelmemize vesile olduğu için IndustriALL Avrupa Genel Sekreteri sevgili Luc’a da özel olarak teşekkür ederim.
Değerli basın emekçileri
Sevgili mücadele arkadaşlarım
Bildiğiniz gibi metal işkolunda 3 sendika ile MESS arasında sürmekte olan grup toplu iş sözleşmesinde uyuşmazlık aşaması tamamlanmak üzere, arabulucu raporlarını bekliyoruz ve önümüzdeki günlerde grev aşamasına geleceğiz.
Gelinen bu noktaya kadarki düşüncelerimizi sizlerle kısaca paylaşmak isterim.
Sendikamızın çeşitli düzeydeki yetkili kurulları ile defalarca toplantılar yaptık.
Uzun toplantılar ve tartışmalar sonucunda bir teklif oluşturduk.
Ne istedik?
Sadece metal işçisinin hakkı olanı istedik; öyle patronların abarttığı kadar afaki değil. Bu zam furyası altında aslında sadece kayıplarımızı karşılamanın uğraşı içindeyiz
Ücret zammı olarak ilk 6 aylık dönem için yaklaşık yüzde 34 oranında bir ücret zammı istedik. Diğer altışar aylık zam dönemleri içinse enflasyon artı refah payları gibi artışlar talep ettik. Aslında refah payı değil sahte enflasyon rakamlarına karşı bir kayıp telafisi olarak düşünülebilir.
Sosyal haklarda ise ortalama yüzde 55 oranında artış teklif ettik. Ayrıca, 2 yıllık bir TİS istiyoruz.
Bunun dışında, çok sayıda maddede değişiklik teklifimiz var ve ilk defa teklif ettiğimiz haklar var.
İstediğimiz bu ücretler ve diğer haklar fazla diye soracak olanlara cevabımız şudur
Birincisi, metal işçileri düşük ücretlerle ve oldukça ağır işlerde çalışmaktadırlar.
Son asgari ücret artışı ile, metal işçilerinin aldıkları, ikramiye dahil aldıkları ücret asgari ücretin yalnızca yüzde 62 üzerinde.
Bundan 9 yıl önce asgari ücretin 2,5 katı ücretimiz vardı. MESS Genel Sekreteri asgari ücretin 2 katından fazla ücret aldığımızı söylüyor. Siz, onların abartılı, yanlış ve sanki brüt ücret rakamlarının hepsi cebimize giriyormuş gibi açıkladığı rakamlara itibar etmeyin.
İkincisi, yoksulluk ve reel ücret kaybı giderek artmaktadır.
Son aylarda giderek artan biçimde, ardı ardına zamlar yapılmaktadır.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına inanan, o rakamları açıklayanlar da dahil neredeyse tek bir kişi bile kalmamıştır.
İşçiler, aldıkları herhangi bir malı bir ay sonra aynı paraya alamamaktadırlar.
İşyerlerine baktığımızda ise, bazı işyerlerinde üretimlerde kısmi sorunlar yaşanmaktaysa da, işverenlerin henüz bir zarar içinde olmadıklarını rahatlıkla görüyoruz. Bunun için ISO’nun en büyük 500 firma içindeki metal işyerlerine ve borsada yer alan işyerlerinin bilançolarına bakmak yeterlidir. Sadece daha önceki yıllarda elde ettikleri yüksek karlarından zarar ettiklerini kendileri de kabul etmektedirler.
Değerli arkadaşlar,
Sözleşme sürecimiz grev aşamasına geliyor. Eğer MESS, metal işçilerinin taleplerini karşılayan bir teklifle gelmez ise, grev kaçınılmaz olacaktır.
MESS Genel Sekreteri, bir televizyon programında üstü kapalı bir tehditle grevimizin yasaklanacağından söz ediyor.
Eğer MESS olası bir grev yasağından sonra kenara çekileceğimizi bekliyorsa, yanılır.
Anayasa Mahkemesinin 2015 yılındaki grev yasağının anayasa ve yasalara aykırı olduğuna dair kararı var. Hükümet sendikamıza tazminat ödemeye mahkum edildi.
Biz, daha önce söyledik, şimdi bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum.
Olası bir grev yasağı söz konusu olursa, bizim kararımız açık. Biz Anayasa Mahkemesi’nin daha önce verdiği kararın gereğini yapacağız ve en temel hakkımız olan grev hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz. Anayasa’ya aykırı olan grev yasağını tanımayacağız.
Anayasa’dan ve uluslararası sözleşmelerden doğan grev hakkımızı kullanacağız.
Dolayısıyla, hiç kimse grev yasağından medet ummasın.
Hangi işyerinde çalışıyor olursa olsun, hangi sendikaya üye olursa olsun veya sendikasız olsun tüm metal işçilerinin gücümüzün yettiğince hakkını korumaya, dayanışma göstermeye andımız var ve bu sözümüzü de her koşulda tutacağız.
Nerede, nasıl ve kimin tarafından bir saldırı olursa olsun tüm gücümüzle orada olacağız.
Değerli arkadaşlar,
Metal sözleşmelerinin Türkiye’deki işçiler açısından ne kadar önemli olduğunu, bu sözleşmenin 130 bin metal işçisi dışında tüm diğer sektörleri de etkilediğini, başka sendikaların ve işyerlerinin de bu sözleşmeyi takip ettiğini ve sonuçlarını beklediğini biliyoruz.
Bu nedenle, Metal sendikaları olarak hepimiz tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.
İnanıyorum ki, bu sözleşmeyi başarıyla sonuçlandıracağız.
İşçi sınıfına, onun mücadele tarihine olan sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.
Hepimize kolay gelsin
Hepimizin yolu açık olsun
Dayanışmamız daim olsun…
