"Oyumuz Emek, Eşitlik, Laiklik ve Özgürlüğe!"

OYUMUZ EMEK, EŞİTLİK, LAİKLİK VE ÖZGÜRLÜĞE!

Ülkemiz önemli bir seçim sürecinden geçiyor.

14 Mayıs seçimlerinde Meclis’in milletvekili sayıları şekillenirken Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı.
28 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi, başta kadınların çocukların, gençlerin yaşamı olmak üzere emeği ile geçinen herkesi yakından etkileyecek, büyük değişimleri beraberinde getirebilecek bir seçim olacak.

Bir tarafta tek adam rejiminin savunucu ve uygulayıcısı bir aday, diğer tarafta demokrasiyi, laikliği ve eşitliği dilinden düşürmeyen, kimseyi ötekileştirmeyen bir diğer aday var. 
İki adayı da ayrıştıran en temel meselelerden birinin kadına bakış olduğu biliniyor.
Öyle ki, bu seçim ayını zamanda kadınların kazanımlarının oylandığı bir seçim olacak.

Ya geleceğimizi karanlığa teslim edeceğiz, ya da özgürlükte ve aydınlıkta karar kılacağız.

Bir tarafta, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı alan, kadın düşmanı HüdaPar’a 6284 Sayılı Yasa’yı değiştirme sözü veren, bununla da kalmayarak onları Meclis’e taşıyan, medeni kanunu değiştirmeyi hedefine koyan, tarikatları devletin her kademesinde güçlendiren, kadınları erkeklerle eşit görmeyen, bunu açıkça ifade etmekten çekinmeyen bir aklın temsil ettiği bir aday var.

Yani kendisi gibi düşünmeyen kadınlara “sürtük” diyen, tarikatlarda kız ve erkek çocuklarına yönelik tecavüzlere sessiz kalan, etrafında “bir kereden bir şey olmaz” diyenlerle, çocuk tecavüzcüleri ile boy boy resim çektirmekten çekinmeyenleri, kadın ve çocuk düşmanı eylem ve düşünceye imza atmış nicelerini toplayan bir aday.

Kadına düşman politikaların uygulayıcısı ve savunucusu bu anlayış, 21 yılda işçilerin emekçilerin lokmasını her gün küçülttü.
Başta emekçiler olmak üzere halkı yoksullaştırırken zengin daha zengin yaptı.
Çocukların beslenemediği, okula aç gittiği, gençlerin ve kadınların işsizlikten kıvrandığı, umutsuzluğun kol gezdiği, kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve tacizin, kadın cinayetlerinin, eşitsizliğin derinleştiği, gericiliğin güçlendiği bir ülke yarattı.

Grev yasaklamayı maharet sayan, patronlara “Biz grev yasağını siz daha rahat yatırım yapın diye uyguluyoruz” diyen bu zihniyet ne yazı ki halkı yoksulluğa mahkum etti.

Diğer yanda ise;

Herkes için özgürlük ve demokrasi vadeden,
Kadınların kazanılmış haklarına saygılı
İstanbul Sözleşmesi’ni sahiplenen,
Kadın ve erkek eşitliğine inanan,
Yoksullukla mücadele sözü veren,
Gençlere umut vadeden,
Demokrasi ve laiklikten ödün vermeyecek bir aday bulunuyor.

Mevcut Cumhurbaşkanı’nın tekrar seçilmesi halinde 21 yılda yaptıklarını, yapacaklarının bir alameti olarak görüyor ve çok daha karanlık ve gerici bir tablonun bizleri beklediğini biliyoruz.
Tüm kazanımlarımızın tehdit altında olduğunu görüyoruz.

Bizler Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu olarak, bu Ülkenin aydınlık geleceğine inanıyoruz.
Kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.

Kendi geleceğimize ve haklarımıza sahip çıkmak,
Umudu büyütmek,
Gelecek nesillere aydınlık bir Ülke bırakmak için,
28 Mayıs’ta laiklikten, demokrasiden, eşitlikten ve özgürlükten yana oyumuzu kullanacağız.

Kadınlara, gençlere, işçilere ülkenin aydınlık geleceğine inananlar olarak;
Sandığa gidip
Demokrasiden,
Emekten,
Laiklikten,
Eşitlikten,
Özgürlükten yana oyumuzu kullanalım!

Birleşik Metal İş Kadın Komisyonu