Dilovası’nda kurulu Systemair HSK işyerinde çalışan işçilerin sendikamıza üye olmasının ardından şirket yönetiminin üyelerimize yönelik uyguladığı işten çıkarma, ücretsiz izin ve fiziki-psikolojik baskı kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Sendikamız ilk günden itibaren ulusal ve uluslararası kamuoyunu objektif ve düzenli olarak bilgilendirmiştir. Öte yandan şirket yönetiminin sendikalaşmaya yönelik tahammülsüz tutumundan vazgeçerek, işyerinde çalışan işçileri temsil eden sendikamızla görüşmelere başlaması için girişimlerimiz de kesintisiz olarak sürdürülmüştür.
Ancak Systemair HSK yönetiminin çalışma barışı için çözüm yolları aramak yerine hukuksuzlukta ısrarı sürüyor. Dün kamuoyuna yapılan ve baştan sona bugüne kadar şirket yönetiminin sergilediği hak ve hukuk tanımayan tutuma dayanak oluşturma niyeti taşıdığı anlaşılan açıklama da bu yöndedir.
Şirket yönetimi yaptığı açıklamada sendikamızın üye sayısı olarak işyerinde yeterli çoğunluğu sağlamadığını, Bakanlığa kendilerine sadece sendikamızın işyerinde yetki tespiti isteminde bulunduğunu bildirdiğini ifade etmektedir. Oysa sendikamız işyerinde 6356 sayılı yasanın aradığı yeterli üye çoğunluğunu sağlamış, Çalışma, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bu çoğunluğu kayıtlardan tespit etmesi için 9.10.2020 tarihinde başvuruda bulunmuş, Bakanlık incelemesini tamamlayarak işyerinde sendikamızın işçileri temsil etmek için yasanın aradığı üye çoğunluğuna sahip olduğuna dair “çoğunluk tespit belgesini” 15.10.2020 tarihinde tarafımıza iletmiştir.
Bu belge aynı zamanda işyerine de ulaşmıştır. Şirket yönetiminin açıklamasında yer alan “işyerinde sendikanın yetki alabilmesi için gerekli çoğunluk şirketimizde sağlanmamıştır” ifadesi doğru değildir. Belgesi bu açıklamamızın ekinde yer almaktadır.
Açıklamada sendikamızdan “yetkilendirilmemiş sendika” diye söz edilmektedir. Aynı açıklamada “en önemli değerimiz çalışanlarımızdır” da denmektedir. Hatırlatmak isteriz. Sendika, yetkisini en başta işyerindeki çalışanlardan alır. Şirket ise en önemli değerim dediği çalışanlarını, sendikalı oldukları için cezalandırmayı seçmiştir.
Şirketin yaptığı açıklamada ücretsiz izinlerin “sendikanın faaliyetlerinin pandemi dönemiyle birlikte arttırdığımız önlemleri sekteye uğratması sonucu, çalışanlarımızın kendi sağlıklarına yönelik endişe duymaya başlaması” nedeniyle uygulandığı ileri sürülmektedir. Sendikalaşma nedeniyle işçileri işyerinden uzaklaştırarak cezalandırmaya bulunan bu kılıf oldukça yaratıcı olmuştur. Hatırlatmak isteriz ki sendikamız işyerinde çoğunluk tespitini henüz almıştır. Bu süre zarfında ne şirket içinde, ne şirketin eklentilerinde herhangi bir sendikal faaliyette bulunmamıştır. Ayrıca işyerinde sendikal faaliyet işçilerin sağlık ve güvenlik koşullarını bozmaz, aksine iyileştirir. İşçilerin sağlık ve güvenlik koşullarını bozan işyerinde uygulanan baskı, ücretsiz izin uygulaması ve işten çıkarmalardır. Bunu anlayabilmek için uğradığı baskı nedeniyle fabrikanın nizamiyesinde rahatsızlanan üyemizin kamuoyuna yansıyan görüntülerini izlemek yeterlidir.
Özetle, şirket yönetiminin yaptığı açıklama, bugüne kadar uygulanan hukuksuzluklara dayanak oluşturmaktan uzaktır.
Oysa olanlar tüm açıklığıyla göz önündedir. Systemair HSK’da ulusal ve uluslararası normlarla güvence altına alınan temel işçi haklarını tümüyle çiğnenmiştir. Tek tek sıralamak gerekirse;
- Systemair HSK’da işçilerin Anayasal hakkı olan sendikalaşma özgürlüğü engellenmekte,
- Sendika üyesi olan işçilere ayrım yapılmakta,
- Sendika üyesi olan işçilerin sendika üyeliğinden istifa etmeleri için baskı yapılmakta,
- Sendika üyesi olan işçiler tek taraflı ücretsiz izini çıkarılmakta ve bu şekilde fabrikadan uzaklaştırılarak cezalandırılmakta,
- Sendika üyesi olan işçiler (dışarıda bekleyen arkadaşlarına selam verdikleri için) tazminatsız işten çıkarılmakta,
- Fabrika içindeki üretim olağan olmayan bir planlamayla bir başka tedarikçi şirkete kaydırılmakta,
- İşçilerin sendikal temsiliyeti tanınmamaktadır.
Sorunun hala çözümü olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Şirket yönetiminin yapması gereken, tek bir dakika kaybetmeksizin işçilerin sendikal temsiliyetini tanımaktır. Ücretsiz izin uygulaması ayrımsız sona ermeli, atılan işçiler geri alınmalı, sendika ile görüşmeler biran önce başlamalıdır. Systemair HSK’da iş barışını sağlamanın tek yolu budur.
BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu
GÜNCEL
GATES işvereni, işçilerin haklı taleplerini karşılamak yerine grevi erteletmeye çalışmaktadır. Çözüm grev yasaklarıyla değil, işçilerin haklı taleplerini karşılamakla olur. GATES işçilerinin hakkını alacağımız toplu sözleşmeyi imzalayana kadar grevimizi her koşulda sürdüreceğiz.
İzmir’de, Ege Serbest Bölge’de faaliyette bulunan ve bir ABD şirketi olan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. (GATES) işyerinde 27 Eylül 2023’te başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, tüm yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından sendikamız, üç fabrikada 350 işçi ile 8 Mart 2024’te greve çıkmıştır.
Sendikamız ilk günden beri işçilerin sorunlarının çözümünü masa başında aramaya çalışmış, yapıcı ve çözüme yönelik önerilerde bulunmuştur. Ancak, işverenin işçilerin yaşama koşullarını dikkate almayan ve uzlaşmaya da yanaşmayan, dayatmacı tutumu karşısında, üyelerimizin iradeleri doğrultusunda grev kararı almıştır. Bugün (13.04.2024) grevimizin 6’ncı gününe girmiş bulunmaktayız.
İşveren, işçilerin haklı taleplerini karşılamak, haklarını vermek yerine grevi erteletmeye çalışmaktadır ve bu amaçla Çalışma Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştur. Öncelikle belirtmek isteriz ki işverene düşen görev, grev erteletme/yasaklama çabası yerine işçilerin sözlerine kulak kabartmak, işçilerin açlık ve yoksulluk sınırı altında çalışmasına ve yaşamasına son verecek bir zammı vermektir.
Grev yasaklarından hiç kimse medet ummamalıdır. Sendikamızın şanlı tarihi grev yasaklarını çöpe göndermenin örnekleriyle doludur.
Sendikal haklar bölünemez. Örgütlenme, toplu sözleşme yapma ve grev hakkı bir bütündür. Bu haklardan birinin herhangi bir gerekçe ile ortadan kaldırılması bir bütün olarak sendikal hakların engellenmesi demektir. Buna hakların bölünmezliği ilkesi denilmektedir. Dolayısıyla, grev yasakları, sendikal örgütlenme hakkına açık bir müdahaledir.
“Grev erteleme” adı altında grev yasakları tümüyle yasada belirtilen sınırlamalar yok sayılarak ve keyfi biçimde yapılmaktadır. 6356 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’na göre, “bir grev veya lokavt genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise” ertelenebiliyor.
Grev erteleme başvurusunun yapıldığı bu işyeri, otomotiv yan sanayisi için üretim yapmakta ve gergi rulmanı üretmektedir. Üretilen bu mallar da ihraç edilmektedir. Zaten, işyeri de Ege Serbest Bölge’dedir; serbest bölgede bulunmasının anlamı, ihracat eksenli üretim yapmasıdır. Dolayısıyla yurt içi üretimle de ilgisi olmayan ve otomotiv yan sanayi için üretim yapan bir işyerinin ülkenin milli güvenliğini bozması abesle iştigaldir.
Bu ürünlerin üretiminin aksaması milli güvenliği bozucu nasıl bir etkide bulunacaktır, bunu anlamak mümkün değildir. Çalışma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığının böylesi bir yanılsama içine girmeyeceğini, grevimizi yasaklama girişimde bulunmayacağını düşünüyoruz.
Grev yasaklamaları, yasa ile belirlenen çerçeveye ve Anayasa’ya aykırı olarak yapılmaktadır. Ayrıca, ILO’nun 87 sayılı Sözleşmesine de açıkça aykırıdır. Konuyla ilgili ILO denetim organlarının çok sayıda kararı vardır.
Bunlara karşın, olası bir grev yasağına karşı bazı hatırlatmalar yapmakta yarar görüyoruz.
Son yıllarda bazı sözleşme süreçlerinde grev yasakları ile karşılaşıyoruz.
- 2015 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında 38 işletmede,
- 2017 yılında Bursa’da bulunan Asil Çelik işyerinde,
- 2017 yılında enerji sektöründe bulunan 4 işletmede,
- 2018 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında Sendikamızla birlikte 3 sendikanın örgütlü olduğu 179 işletmede,
- 2022 yılında Kocaeli’nde bulunan Bekaert işyerinde,
- Ve son olarak 2023 yılında Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde,
grevlerimiz yasaklandı.
Binlerce işçinin grev iradesi iktidar tarafından çiğnendi ve grev erteleme adı altında yasaklandı. Böylece, binlerce işçinin grev silahı ellerinden alındı.
Çeşitli işyerlerinde Anayasa’dan doğan ve hukuksuz biçimde yasaklanan grev hakkımıza sahip çıktık ve grevlerimizi filen yaptık. Örneğin, 2022 yılında grevi yasaklanan Bekaert işyerinde 18 gün fiilen grev yaptık.
2016 yılında (Elektromekanik İşverenler Sendikası) EMİS ile yaptığımız grup toplu iş sözleşmesi sürecinde de grevimizin ertelemesine karşı devam ettirdiğimiz grevin 3’üncü gününde sözleşme imzalandı.
Geçen yıl da Gebze/Kocaeli’nde bulunan Green Transfo Energy işyerinde 1 gün fiilen grev yaptık ve aynı günün akşamında sözleşmemiz anlaşma ile sonuçlandı.
Ayrıca, 2015 yılında MESS Grup TİS sözleşmesi kapsamında 38 işletme için yapılan grev ertelemesi için Anayasa Mahkemesine yaptığımız başvuru sendikamız lehine sonuçlanmıştır ve mahkeme hükümete 50 bin TL para cezası vermiştir.
İktidarı ve işvereni uyarıyoruz: İşçilerin anayasal ve yasal haklarını kullanmalarına engel çıkarmayın. Grevlerimizi yasaklamayın. İşçilerin grev ve toplu sözleşmelerle elde edecekleri hakları patronlara peşkeş çekmeye kalkmayın. İşçilerin temel haklarına saygı gösterin.
Çözüm grev yasaklarıyla değil, işçilerin haklı taleplerini karşılamakla olur.
GATES işçilerinin hakkını alacağımız toplu sözleşmeyi imzalayana kadar grevimizi her şart ve koşulda sürdüreceğiz.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Gazetemizin Mart 2024 sayısı, beraberinde "homurcuk" ve "Kırmızı Metal Karınca" ekleriyle...